Denizli Recep Yazicioglu festivali

Geçtiğimiz haftasonu yine denizli yollarındaydık. Bu sefer merhum
Vali-Pilotumuz Recep Yazıcıoğlu adına Adrenalin, Denhavk, Pakdos, Belediye
ve Valilik desteğiyle düzenlenen bir etkinlikte buluşmak için yollara
düştük, evsahiplerimize borcumuz olan teşekkürlerimizi ilettikten sonra
etkinliğin kısa bi özetini geçeyim, orada olmayıp bu güzel fırsatı
kaçıranlar için.

Evet, yine tren … ama bu sefer numarasız değil tabii .. adam gibi kuşetli
pusetli neyse ondan aldık 8 kişilik (2 oda) buhak ile beraber. Heyhat bu
sefer herşey acısız olacak diye bi kural yok tabii .. sırtımda kendi
paraşütüm, önümde tam takım tandem çantası, ellerimde çantalar vs şeklinde
all-up 150kg haydarpaşa’da höynk höynk diye yürürken acaba bir gün bu sporu
hiç acısız yapabilecekmiyim diye düşünüyodum. Peronların orada bi görevliye
pamukkale expresini sorduğumda ufukta kaybolan dizi dizi vagonları gösterip
“bunları geç pamukkale expresi peron sonunda” dediğinde ben zaten bitmiştim
.. O sırada yakınlarda bikaç paraşüt çantası görüp aa bizimkiler gelmiş bile
diyerek yanlarına gittiğimde onların istanbul üni’den diğer pilotlar
olduklarını gördüm, selam verip yerlerini sorduğumda bana “bizimkiler
numarasız” demesinler mi! Hayır yani, insan başkalarının hatalarından ders
alır bari. Neyse bir musibet bin nasihattan iyidir deyip, arkadaşların
çantalarını biz aldık, onları da acılarıyla başbaşa bıraktık, çantalardan
boşalan raflara yatıp uyumayı denemek dahil herşeyi yapmışlar.

Sabah denizli garında güzel bir organizasyonla karşılanarak İzci evine
götürüldük, orada kayıtlar vs tamamlandıktan sonra 2 gruba ayrılarak, bizler
çökeleze, diğerleri de pamukkaleye yola çıktık. Çökelezde hava çok güzeldi,
başlangıçta alçak gibi görünen bulut tabanı ilerleyen saatlarde yerini bulut
caddelerine bıraktı. Biz kalkarken ara ara güneyden güzel termik çevrimleri
gelirken batılı rüzgar da etkisini arttırmaya başlıyordu. Bu şartlarda
termik çevrimleriyle bulut tabanı yapıp artan batı rüzgarını da arkamıza
alıp mesafe gitmek için uygun görünüyodu. Barış Aydınsoy, ben ve Polonyalı
Robert oyalanmadan kalktık, çok geçmeden bulut tabanında, hatta yükselen
bulut tabanı sayesinde önceki bulutların tavanında dolaşmaya başladık. Ben
beraber gitmek istediğim diğer arkadaşları beklerken Robert çoktan arkasını
dönmüştü bile. Ama havalanmakta geç kalan diğer pilotlar artan rüzgar
yüzünden fazla yükselemeyince XC yine yalan oldu, birkaç saat sonra hepimiz
inerek pamukkaleye döndük.

Akşam otellerimize yerleşip yemek, duş vs gibi temel ihtiyaçlarımızı giderip
tekrar insan kılığına büründükten sonra izcilik kampında toplandık ve Vali
Yazıcıoğlu hakkında vcd seyredip, çeşitli anılar hatıralar dinleyip ve hatta
liderlik hakkında hızlandırılmış bir eğitim aldıktan sonra topluca termal
havuzlara gittik. Burada onlarca pilot ne kadar maymunluk varsa yaptıktan
sonra mutlu bi şekilde otellerimize döndük.

Pazar günü bütün gün pamukkaledeydik. Kalkışa geldiğimde dinamit deposunun
sonunda havaya uçmuş olduğunu gördüm, kalkıştaki bina kalıntısından eser
kalmamış .. Gerçi bu pisti hazırlamak bir grayder ve sürücüsünün birkaç
kemiğine malolmuş ama ellerine sağlık, artık daha güvenli biyer haline
gelmiş. Gözlerim hala eski otlu, ağaçlı, binalı dinamiti arasa da zamanla
alışır herhalde ..
Yüzlerce solo ve onlarca tandem uçuşundan sonra sıra gösteri uçuşlarına
geldi. Dinamitin kara üzerinde ve alçak irtifasının riskine ortam gazı da
eklenince birtakım heyecanlı anlar yaşandı haliyle. Özellikle bu
gösterilerin güvenli bir mesafede değil de seyircilere çok yakın mesafede
gerçekleştirilmesi tehlike yarattı, çarpılan şeyin bi araba değil de bir
insan olduğunu düşünmek bile istemem.

Festivalin genel gidişatı bu şekilde sona ererken, arada anlatılmaz yaşanır
türden bir sürü güzel anı topladık yine, (cikletin insan sağlığına nasıl
zararlı olabileceği gibi), Ne zamandır göremediğimiz özlediğimiz
arkadaşlarımızı gördük hasret giderdik. Bu arada söylemeden geçemiycem, biz
dalyan gibi delikanlılar dururken el pilotunun 60km gitmesi bana dokanıyo
ona göre ..
Pazar akşamını da denizli otogarda yemek, çay, bira ve muhabbet eşliğinde
otobüslerimizi bekleyerek tamamladık. Yine yorgunluğuna değen bir buluşma
oldu benim için.