Uçuşta telsiz kullanımı

Telsiz olayı:

1. En önemli güvenlik ekipmanlarınızdan biridir, lisans vs bi kenara,
birşekilde mutlaka işinize yarayacak bi telsiz edinmelisiniz.

2. Bu telsizi kullanmayı iyi bilmeniz sizin lehinizedir. Aşağıdaki temel
tekniklerin hepsi de kayseri pwc’de bol bol kullanılmıştır.
– Pilinin uzun dayanması için “low” çıkmak
– Karşı tarafı uzaktan duyabilmek için “monitor/squelch” açmak
– Röle çalışmadığı zaman arazide sizi arayanlara “reverse” den konuşmak.
– İki frekansı aynı anda dinlemek için “Dual”, yoksa “Priority” kullanmak.
– Başka telsiz kullanan ama frekansını bilmeyenleri bulmak için “Scan” etmek
– Vox’u takılanlara sövüp saydırmak ..

3. Önceki maddede sözü edilen/edilmeyen birçok tekniği öğrenmenin yolu
sadece telsizin el kitabını okumak değildir, çünkü el kitabı sadece o
fonksiyonları nasıl çalıştıracağınızı söyler, mesela “REV” fonksiyonu için
F+9 der ama “REV” nedir onu açıklamaz. Bunun için telsiz sınavına
hazırlanmak iyi bir yöntemdir, hem sınavı kazanırsanız bir de lisansınız
olur ki faideleri saymakla bitmez ..

4. Allah rızası için şu el kitabını da bi okuyun (read the fucking manual),
ya da en azından yanınızda bulundurun ki bizden yardım istediğinizde deneme,
yanılma ve becerememe gibi sonuçlar yaşamayalım, karizmamız zedeleniyo ..

4. Lisansınız yoksa, telsiz kullanmayın demiyoruz, sonuçta güvenliğiniz
herşeyden önce gelir. Ama bari bazı noktalara özen gösteriniz:
– “Lisansın nerde senin bakiim ?” sorusuna maruz kalmamak için, “görmemişin
telsizi olmuş tutmuş antenini koparmış” modunda elinizde belinizde göstere
göstere ortalıkta dolaşmayın. (özellikle şehirde)
– “Benim aletim bilmemkaç watt” diyerek çıkış gücünü sonuna dayamayın, hem
piliniz çabuk biter, hem de havadan 200+ km’lik bir yarıçapa yayın yaparak
enselenme riskinizi maximize edersiniz. Bu arada 200+ km iyimser bir
tahmindir, geçen yaz korkutelinde uçarken, denizlide uçan hilmi ve isa ile
konuşmuştuk ..
– Eğer konuştuğunuz frekansta başka birileri “Tango Alfa 2 Çarli Delta Hede”
şeklinde konuşuyorsa onları rahatsız etmenizi tavsiye etmem, hatta size
seslenirlerse ya tamamen susup “stealth” moda girin ya da nazikçe frekansı
kullanmak için izin isteyin, izin vermezlerse de kasmadan o kanaldan çıkın.
Adamın 156’ya bir telefonuyla tahmin bile edemeyeceğiniz maddi/manevi
zararlara uğrayabilirsiniz. Hatta jandarma gelmişken pilot lisansınızı da
görmek isteyebilir ki, işte biz bunu bokun vantilatöre çarptığı an olarak
adlandırıyoruz ..
– Allah rızası için geyiği az tutun. Dikkat buyurun, hiç geyik yapmayın
demiyoruz ama hiç durmadan konuşursanız külahları değişiriz .. hele bir de
vox’unuz takılı kalırsa … yakalanırsanız öpülürsünüz. (Bkz. çökelez
semaları)

5. Frekans Tahsisi:
Şu ana kadar kullanageldiğimiz 144.550 MHz frekansı, “Amatör Band” olarak
adlandırılan 144-146MHz aralığında kalmaktadır. Bu band bütün dünyada
geçerlidir ve içinden bir frekansın özel bir kullanıma ayrılması resmen
mümkün değildir. Dolayısıyla 144.550 frekansını kullanma yetkisi için
“Amatör Telsizci” olmak gerekli ve yeterlidir. Şu anda biz bu frekansı
birçok amatör telsizcinin bilgisi ve göz yumması (courtesy) ile
kullanmaktayız.
144-146MHz dışında bir frekansın biz ÇHHA pilotlarına tahsisi ancak bir
federasyon eli ile mümkün olabilir ki bunun da pek kolay olacağını
sanmıyorum. Bir kere hemen hemen bütün frekanslar zaten birşekilde “dolu”.
Telekom müdürlüğü bize bir frekans verse bile bu elimizdeki telsizlerin
kullanamayacağı abuk bir frekans olabilir ki (mesela UHF’te, ya da
AirBand’de) o zaman bu frekansı elimize aldık demektir. Ayrıca bu tahsisli
frekansın kullanımı için, sadece o frekansa ayarlanmış özel telsizleri
resmen kullanabilirsiniz, elinizdeki cihazlar hala illegal (ruhsatsız)
olacaktır.

PWC Kayseri: Low Save

Kayseri PWC, Task 1 (Akın’la aynı gün): Tepede Akın gibi çökmedim, aksine
çok güzel bir irtifa kazanıp çok iyi bir pozisyonda start aldım, ikinci
yarışmacı grubuyla yanımda Semih ile ovaya uzadık, yolda alçalınca zayıf bir
termik bulup dönmeye başladık, iki tur sonra baktım Semih, “ileri, ileri”
diye işaret ediyo, ben de sandım orada bişi var, bıraktık bizim zayıf
termiği (never leave lift, kaldırıcıyı asla bırakma!) kuralını çiğnemenin
acı sonucu ben iyice alçaldım, tabii adam bumerangla uzadı gitti çapraz
rüzgarda yakaladı öndeki grubu, ben afedersiniz zk gibi kaldım ovanın
ortasında 100mt’deyim, yoldan uzak ve yalnızım, bir maden var altımda dedim
buradan koparsa kopar yoksa iner kendime yeni bi hayat kurarım burda ..
artık tam mücadeleyi bırakıp en yakın yola yaklaşmaya çalışıcam, hafiften
sıfırladı çöküş, ben bütün konsantrasyonumla inceden dönmeye başladım, 5-10
metre alıyor sonra kaybediyorum, olurdu olmazdı derken başladım rüzgar ile
sürüklenmeye, termik de ne öldürüyo ne yaşatıyo, gösterip vermiyo bi nevii
.. dedim battı balık yan gider, sonuna kadar kasalım, ne de olsa
yarışmadayız pes etmek yok .. böyle böyle bi tepeye yaklaştık, tepenin
yamacından ufak ufak tepesine doğru yükselerek drift olduk, dedim burdan
koparız herhal ama olmadı öteki yamacından alçalarak devam ettim, böyle
böyle ben yerden 100mt’de, ha indim ha inecem stresi bi yandan, ha koptum ha
kopacam ümidi bi yandan, çaktırmadan 5-6 km yol gitmişim rüzgarda
sürüklenerek ..
en son yerde tarla süren bi traktör görüm, lan dedim burdan da kopmazsa
artık … derken +3m/s ve yarım saat sonra 3500mt’de bulut tabanındayım !
yiiiihhhhuuu, daha önce söyleseler inanmazdım oradan çıkacağıma, resmen
mucize gibiydi .. burada öğrendiğim ders ile bir ay kadar sonra çökelezde
test için aldığım emanet kanatla 30mt’den yükselecek ve top land yapacaktım,
yaniii bu da bana iyi bi ders oldu :)